Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, toplumsal medyadan yaptığı açıklamada, bugünkü köşe yazısının yayınlanmadığını duyurdu. Mollaveisoğlu, paylaşımında yayınlanmayan yazısına da yer verdi.
Mollaveisoğlu, “Genel yayın yönetmeni olduğum Cumhuriyet’te yayımlanmayan yazım ve son günlerde medyada yer bulan haberlerle ilgili kamuoyuna açıklamam” notuyla paylaştığı yazısında “Benden evvelki periyotta gazeteye bir e-ticaret firması kayıt dışı para getirmiş, çıkarılan yasa ile ilgili kimi haberlerin yapılmasını istemişti. Periyodun genel yayın yönetmeni parayı alıp idareye vermiş ve bu haberler gazete sayfalarında yer bulmuş. Olağan kurallarda firmanın bir ilan karşılığı ya da advertorial (yazılı reklam) olarak yayınlayabileceği içeriği haber olarak istemesi ne kadar yanlış ise bunu kabul etmek de devrin yöneticileri için vahim bir yanılgı olmuştur” sözlerini kullandı.
Mollaveisoğlu, bu olayın vakıf idaresinde tartışma yarattığını belirterek, “Para karşılığı haber yapmak manasına gelen bu alakadan sorumlu olanlarla ilgili gereğinin yapılmasını istedim” dedi.
Gazete idaresinden yapılan “iç güçler gazeteye operasyon yapıyor, gazeteyi ele geçirmek istiyorlar” formundaki açıklamanın gerçek olmadığını kaydeden Mollaveisoğlu, “Doğru olan ağır bir ahlaki tartışmanın vakıf idaresini bölmüş olmasıdır. Kimse gazeteyi ele geçirmek istemiyor, verilen hengame gazetenin prensiplerinin savunulması ve eşsiz markasının korunması ile ilgilidir” yorumunu yaptı.
Cumhuriyet gazetesinden yapılan açıklamada da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hukuken kovuşturmaya yer olmadığını belirterek takipsizlik kararı verdiği, bunun üzerine bahsin toplumsal medyaya taşıdığı belirtilerek, Mollaveisoğlu’nun suçlayıcı bir yazı yazdığı vurgulandı.
Açıklamada, “6 aydır Genel Yayın Direktörlüğü yapan Mollaveisoğlu Cumhuriyet gazetesine ahenk sağlayamadı. Cumhuriyet Vakfı ve Cumhuriyet gazetesi bir Kuvayı Ulusala kurumudur; işgal edilemez, satılamaz, satın alınamaz.” denildi.
Mollaveisoğlu’nun, kendi sitesinden yayımladığı ‘Cumhuriyet ne yapmalı?’ başlıklı yazısı şöyle:
“6 ay evvel Cumhuriyet gazetesinde genel yayın direktörlüğüne getirildiğimde gazete idaresinde bir büyük tartışmanın içine düştüm.
Benden evvelki periyotta gazeteye bir e-ticaret firması kayıt dışı para getirmiş, çıkarılan yasa ile ilgili kimi haberlerin yapılmasını istemişti.
Dönemin genel yayın yönetmeni parayı alıp idareye vermiş ve bu haberler gazete sayfalarında yer bulmuş.
Normal kaidelerde firmanın bir ilan karşılığı ya da advertorial (yazılı reklam) olarak yayınlayabileceği içeriği haber olarak istemesi ne kadar yanlış ise bunu kabul etmek de periyodun yöneticileri için vahim bir kusur olmuştur.
Meslek prensiplerine ve gazetemize yapılan bu ihanet vakıf idaresinde tartışma yaratmıştır.
Elbette ben de bu tartışmada yalın bir gazetecilik gerçeğinin yanında durdum.
Para karşılığı haber yapmak manasına gelen bu ilgiden sorumlu olanlarla ilgili gereğinin yapılmasını istedim
Gazete idaresi bu bağlantıyı kuranları derhal uzaklaştırmalıydı.
Yapılması gereken açıkça ortada durmasına karşın tartışma, vakıf idaresinde gereğinden çok uzun sürdü.
Sürdükçe tansiyon arttı. Vakıf idaresini ikiye bölen etik sorun gazete çalışanlarına da yansıdı.
Birkaç gündür idareden yapılan ve gazetemizde yer alan “iç güçler gazeteye operasyon yapıyor, gazeteyi ele geçirmek istiyorlar” açıklaması gerçek değildir.
Doğru olan ağır bir ahlaki tartışmanın vakıf idaresini bölmüş olmasıdır. Kimse gazeteyi ele geçirmek istemiyor, verilen arbede gazetenin prensiplerinin savunulması ve eşsiz markasının korunması ile ilgilidir.
Bu tartışma mesleksel, ahlaki, Cumhuriyet gazetesinin prensiplerini müdafaaya yönelik bir tartışmadır. Kelam konusu şirket ile etik kuralları ihlal eden alakayı kuranların gazeteden uzaklaştırılmasını isteyenler amaca konulmuştur.
Konuyu yargıya taşımak zorunda kalan vakıf avukatımızın azledilmesi de hakikat değildir.
Hukuk işlerinden sorumlu yürütme kurulu üyesi ve vakıf yönetim kurulu üyesi olan avukatın azledilmesi ve şikayetlerden vazgeçilmesi üzerine savcılık takipsizlik verdi. Husus ile ilgili şikayetler bu kere de şahsi olarak tekrarlandı.
Mesele tüzel olmasının çok ötesinde gazetecilik ahlakı ile direkt ilgilidir.
Bu vahim olay gazetede yayılmış, gazetecilik onuru için harika güç kurallarda çalışmayı göze alan arkadaşlarımız üzerinde derin bir ıstırap ve öfkeye neden olmuştur.
Gazetemizin tertemiz prestijine düzenlenen suikastten sorumlu olanlar gazete içindeki iç kontrol sistemi ile süratle bertaraf edilebilecekken, bu nahoşluğun savunulması ve kamuoyuna taşınması hepimizi derinden üzmüştür.
Vakıf Başkanı Alev Coşkun 30 yılını gazeteye vermiş kıymetli bir isimdir. Vakıftaki birtakım üyelerin eksik bilgilerle kendisini manipüle ettiğini ve bu nedenle gereken müdahaleyi yapamadığını düşünüyorum.
Cumhuriyet sadece bir gazete değildir… Atatürk ihtilallerinin kalesidir… Özgür Gazeteciliğin 100 yıllık markasıdır… Bu marka ve büyük paha Türkiye Cumhuriyeti’nin, halkın ortak pahasıdır.
Cumhuriyet gazetesinin iç gücü, büyük özveri ve gazetecilik aşkı ile çalışan işçileri, dış gücü ise gazetenin gerçek sahibi okurlarıdır!
Cumhuriyet gazetesinin tarihî mirasına, gazetemizin şehitlerine, Uğur Mumculara borcumuz ödenemez.
Cumhuriyet’te hiçbir kişi ve makam gazetenin üzerinde değildir.”
‘MOLLAVEİSOĞLU CUMHURİYET GAZETESİNE AHENK SAĞLAYAMADI’
Cumhuriyet gazetesinden yapılan açıklama şöyle:
“Önce hukuken sonuçlanmamış mukaveleleri ispat göstererek iki hususta savcılığa şikayette bulundular.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı her iki bahiste da hukuken kovuşturmaya yer olmadığını belirterek takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine mevzuyu toplumsal medyaya taşıdılar.
En son olarak Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, suçlayıcı bir yazı yazdı.
6 aydır Genel Yayın Direktörlüğü yapan Mollaveisoğlu Cumhuriyet gazetesine ahenk sağlayamadı. Düzgün bir televizyon programcısı olmasına rağmen idare yeteneği gösteremedi. Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Direktörlüğü makamının ne derecede değerli olduğunu özümseyemedi.
Ekonomik durum berbata gidiyor… Dolar yükseliyor. Tüm basın kuruluşları ekonomik açıdan sıkıntı durumda ancak bu küme ısrarla gazeteye saldırıyor.
Cumhuriyet Vakfı ve Cumhuriyet gazetesi bir Kuvayı Ulusala kurumudur; işgal edilemez, satılamaz, satın alınamaz.” (HABER MERKEZİ)